Evcil Hayvan Sahibi Olmak

Evcil hayvan sahibi olmak, insanların evcil hayvan beslemesi çok eskiye dayanır. İnsanlar yerleşik hayata geçmeleriyle beraber evcil hayvan sahibi olmaya başladılar. Kuşları kafeslere koydular, köpekleri bahçeye bağladılar, kedileri evlere alıştırdılar ve balıkların denizlerdeki ve okyanuslardaki özgür hayatlarını minik fanuslarla, akvaryumlarla sınırladılar. Hayvanat bahçelerine mahkum edildiler.

Şu anki düşüncemle hayvanların evcilleştirilmesine, evle, odayla, bahçeyle, fanusla ve akvaryumla sınırlandırılmasına, hayvanat bahçelerine konmasına karşıyım. Ancak benim de bir evcil hayvanım var. Bir Afrika Gri Papağanı, yani jako. Çok uzun süredir bizimle yaşıyor. Kafese hiç girmiyor. Kafesin dışında evin her yerinde özgürce gezebilecek şekilde yaşıyor. Ancak son birkaç yıldır ona yaptığımız şeyin yanlış olduğunu düşünüyorum. Onu eve ilk aldığımızda hiç öyle düşünmemiştim. İnternette konuşan papağanları izlemiş ve onları çok sevmiştik. Biz de bir papağan sahibi olmak istemiştik. Pek çok kişinin böyle düşündüğünü çevremden çok duyuyorum. Özellikle çocuklar yavru köpek sahibi olmayı çok istiyorlar. Hatta kendilerine yavru köpeklerin hediye edilmesini istiyorlar. Ben bu düşüncenin yanlış olduğunu daha yeni fark ediyorum.

Vegan olduktan sonra hayat tarzımı çok büyük oranda değiştirdim. Kıyafet seçimi yaparken, ayakkabı, makyaj malzemesi, şampuan, krem, losyon, diş macunu, ağız çalkalama suyu, kişisel bakım malzemeleri, parfüm seçimi yaparken yani aklınıza gelen her şeyde önemsediğim unsurları tamamen değiştirdim. Her şeyin vegan etiketlisini, hayvansal malzeme içermeyenini, hayvanların üstünde deney yapılmayanını ve ürünlerinin hiçbirini hayvanlar üstünde test etmeyen şirketleri seçmeye çalışıyorum. Bu noktada hayvanların evcilleştirilmesini ve evcil hayvan sahibi olmayı da yanlış buluyorum.

Hayvanların Mülk Durumunda Olmasına Karşı Olmak

Veganların öncelikle önemsediği konu hiçbir canlıyı mülk yerine koymamak demek. Yani hiçbir canlıya sahip olmamak, onun yaşadığı doğal ortamı değiştirmemek, onlara zarar vermemek, onları kesinlikle öldürmemek, habitatlarında yaşadıkları hayata karışmamak demek.

Veganlık hayvanları kullanmamak demek. Onların yaşadığı yer neresi ise onlar orada kalmalı. Belgesellerde onların ne kadar sevimli olduklarını görebiliriz. Onların evimizle olması ve onlara sahip olmak ise hayvanlara zorla istediğimizi yaptırmak ve onları yaşamak istedikleri yeri seçme hakkından mahrum etmek anlamına gelir.

Kendimle Çelişmiyor Muyum?

Bu noktada benim kendimle çeliştiğimi düşünebilirsiniz. Ancak düşüncemin değişmesi benim papağanımı özgür bırakmam gerektiği anlamına gelmiyor. Çünkü papağanımız şimdiye dek hep bizimle idi. Yani kesinlikle vahşi yaşam deneyimi yok. Onu dışarı bıraktığımız gün dışarıda ya bir kediye yem olur ya da açlıktan hayatını kaybeder. Yani şu anda bizim evimizde sıcakta ve güvende. Bu yüzden bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Ancak insanları evcil hayvan sahibi olmaya özendirmeyerek başka hayvanların yakalanıp kafese konmasını önleyebiliriz. Pek çok vegan evinde hayvan barındırıyor. Bu hayvanların çoğu onların kurtardıkları, baktıkları ve bakımlarını üstlendikleri hayvanlar.

Hayvanların Zulüm Görmesini Önlemek

Evcil hayvan sahibi iseniz ve düşünceniz değiştiyse ya da bundan sonra değişirse esas noktanın hayvanları kesinlikle kullanmamak olduğunu unutmayın. Hayvanların zulüm, şiddet, baskı görmesini önlemek esas amaç. Hayvanlar bizim mülk değil.

Bunları da beğenebilirsin

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.