“Mezbahalar Var Oldukça Savaşlar Sürecektir”

Rus Yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828 – 1910)’un bu cümlesi hâlâ güncel, hâlâ doğru ve hâlâ çarpıcı. Tolstoy’un bir asırdan çok daha uzun bir süre önce dile getirdiği bu cümle şu an hâlâ içimizi yakıyorsa hâlâ mezbahalar kapanmadıysa ve ölüm sesleri kulaklarımıza her gün geliyorsa, Tolstoy da hâlâ haklı demek.

Mezbaha TDK’nın Güncel Türkçe Sözlüğü’nde kesimevi karşılığına sahip. Arapça kökenli bu sözcüğün tarihe gömülmesini dilerdim. Bir keçinin kesildiği günün gecesi rüyamda onun soluk borusunun boğazıma dolanarak beni boğmaya çalıştığını gördüğümden beri içimde bir rahatsızlığın olduğunu biliyordum. Ancak bunun ne olduğunu dile getiremiyor, bunu somut şekilde destekleyemiyordum. Sonra buldum. Hayvanların canını almamızın mantıklı hiçbir gerekçesi yoktu. Mantıksız olan pek çok gerekçe vardı ki, o da şiddetti. Şiddet göstermekten kaçınmayışımızdı.

Şiddetin Hiçbir Mantıklı Gerekçesi Yok

Biz insanlar çok akıllı canlılar olduğumuzu ve diğer pek çok hayvandan daha üstün olduğumuzu söyleyip duruyoruz. Akıllı olduğumuzu kanıtlayan pek çok icat, buluş ve hastalıklara çare olduğu gibi çok ilkel ve düşüncesiz olduğumuza bizi inandıracak çok sayıda kanıt var.

  • Öncelikle insanın, hayvanları öldürmeden onları ve onlardan edilen ürünleri tüketmeden de çok sağlıklı bir yaşam sürdürebileceği kanıtlandığı hâlde insan hâlâ çoğunlukla etobur besleniyor.
  • Hayvanlara şiddet uyguluyor ve onların yaşamına “beslenmek” için son veriyor.
  • Hayvanların derisini yüzüp kendine çanta, ayakkabı, kıyafet yapıyor.
  • Kullanmak istediği kozmetik ürünleri onlara çok büyük zararlar verse de önce hayvanların üstünde deniyor.
  • Hayvancılığın küresel ısınmaya sebep olduğuna dair pek çok kanıt bulunsa hayvancılıktan vazgeçmiyor.

“Dünya, Bir Damla Kanın Yere Dökülmesine Değmez”

Son günlerde içinde savaş kelimesi geçen pek çok cümle duyduk. Üstelik savaşın nasıl eşi ve benzeri olmayan, kapanmayan yaralar açtığını atalarımızdan defalarca dinlemiş bir nesil olarak… Saygı ve sevgi içinde yaşamayı unuttuk. Bu cümleleri hep bir yerlerde okuyup, uygulandığını hiç görmeyen bir nesil olduk.

Leipzig, Almanya. 19 Nisan 1945 (111-SC-203924)

Bize hiç kimse ve hiçbir inanç bir canlının boğazına bıçak dayama hakkını vermez. Aynı şekilde hiç kimse ve hiçbir inanç başka insanlara kurşun sıkma ve başka insanların topraklarında kan dökme hakkını da vermez. Sadi Şirazi’nin dediği gibi…

Baştan başa bütün dünya, bir damla kanın yere dökülmesine değmez.

1943 – Kuzey Afrika (111-SC-178224)
Bunları da beğenebilirsin

Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.